Sayfalar

14 Ağustos 2011 Pazar

Şarap Tarihçesi



Şarabın Tarihçesi

Şarap M.Ö. 4000 yıllarından, Hititlerden beri, Anadolu'da farklı yapı ve çeşitliliklerde
mevcuttur.Birçok araştırmacıya göre, şarabın anavatanı zaten Anadoludur. Milattan önce
3000’lerde, henüz Avrupa kıtası şarabı tanımazken, Anadolu'da şarap imal edilirmiş.
Nitekim binlerce yıl önce Anadolu'yu yurt tutan Hititlerden kalma eserler, Hititlerin bir şarap
uygarlığı kurduklarını gösteriyor. Bu kavmin tanrılarına sundukları şarapların altından
kupaları, Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin en nadide eserleri arasındadır.
Sadece Anadolu mu, Trakya da yeryüzünün en eski şarap bölgeleri arasındadır.
Mürefte yakınlarındaki Hoşköy'de yapılan kazılarda bulunan amforalar ve amfora
imalathaneleri, buranın bir şarap ihracat merkezi olduğunu gösteriyor. Hititleri takiben
Anadolu’da şarap ve bağcılık daha da yaygınlaşmıştır. Türkler Anadolu’ya gelmeden şarabı
biliyorlar mıydı? Eski Türklerde Göktanrı şarabı takdis ettiğinden, bağın ve şarabın
bulunduğu yere kötü ruhların girmediğine inanılırdı. Yeni doğan çocuklar için düğününde
açılmak üzere bir küp şarap gömülürdü. Kaşgarlı Mahmud, 11. yüzyılda Divanû Lügatü Türk
adlı eserinde Türk boylarının, çocuklarının dahi şarap içtiğini söyler. İslamın Anadolu'ya
yayılması ile Anadolu şarap imalatında liderlik konumunu kaybetti. Anadolu'da şarap
geleneği gerçi Türklerin müslüman olmalarıyla kesintilere ugramış; ama gayri müslim
azınlıklarla sürmüştür. Osmanlıda zaman zaman ünü dünyayı tutan şaraplar yapılmış,
padişahlardan şarabı halka yasaklayanlar olmuşşa da saray sofralarında çoğu zaman şarap
içilmiş. Şarap kimi zaman yasak, kimi zaman serbest her daim el altında olmuş. 1600’ lerin
başlarında İstanbul'a gelen Polonyalı gezgin Simeon, dönünce kaleme aldığı
seyahatnamesinde, "Ankara'nın koyu renkli şarabı ile Tokat'ın mayhoş şarabına
doyulmaz"diye boşuna yazmamış. 18. yüzyılda Avrupa bağlarındaki bir salgın sonucunda
şarap anavatanı olan Anadolu'ya tekrar döndü. Osmanlı'nın Batılaşmaya yöneldiği 1800'lerin
ortalarında ise, Osmanlı şarapçılığı kayda değer gelişmeler göstermiştir. İmparatorluğun
özellikle Erdek, Midilli, Samos ve Girit bölgelerinde yapılan şarapları, Fransa'daki fuarlarda
madalyalar kazanmış, ihraç edilmiştir. Sadece 1873'teki Viyana Fuarı'nda Türk şaraplarının
aldığı madalyalar 35'i bulmuştur. Yüzyıl sonunda asma biti hastalığı Avrupa bağlarını kasıp
kavururken, Fransızlar şaraba susuzluklarını Osmanlı şaraplarıyla dindirmişlerdir.1890
yılında Osmanlı, Ege ve Trakya mahsulü 70 milyon litre şarap ihraç etmiştir. Atatürk’ün
1920'deki öncülüğü ile şarap Anadolu'da tekrar yaygınlaşmaya başladı. Cumhuriyet de
şaraba sırt çevirmemiş dogrusu. Halkın sert bir içki olan rakıdan uzaklaşmasını isteyen
hükümetler, şarabı desteklemişler, bağcılığın binlerce köylünün geçim kaynağı olduğunu da
unutmamışlardır. Tekel idaresinin yeni kurulduğu 1940’ lı yıllarda, Anadolu'nun dört bir
yanına "Şarap Deneme Evleri" kurulmuştur. Kırıkkale, Bilecik, Çorum, Nevşehir, Kırşehir,
Isparta, Tokat, Elazığ, Urfa, Yozgat, Maraş, Gaziantep gibi illerimizdeki bu imalathanelerde,
Fransız uzmanlar yonetiminde Türk üzümlerinden degişik şaraplar denenmiş.
1980'lerin başında da biranın büyük atağı şarapçılığa darbe vurmuşsa da, Türk
şarapçılığı direnmiş, 1980'lerde Türkiye'ye akın eden milyonlarca turistin şarap tutkularının
da desteğiyle taze kana ve sermayeye kavuşmuş. Anadolu şarabın anavatanı olmasına karşın
Türkiye'de şarapcılık sektörü dünyada olan gelişmeyi takip edememiş ve yıllarca günümüz
dünya standartlarına ulaşamamıştır. Son on yılda üreticilerimizin gösterdiği çaba ile
şarapçılık hızla gelişim göstermekte olup dünya standartlarına ulaşmaktadır. Ancak Türkiye
dünyada şaraba uygun toprak büyüklüğü açısından 5. sırada olmasına rağmen bu potansiyelin sadece %3’ünü şarap olarak değerlendirmektedir. Üreticiler Anadolu kökenli
üzümlerde monocepage (Tek üzümden) şaraplara ağırlık vermeye başlamış olup Kaleci
Karası, Öküzgözü, Boğazkere, Narince gibi üzümlerle başarılı sonuçlar elde etmişlerdir.
Anadoluda yeni yetiştirilmeye başlanan Cabernet Sauvignon, Chardonnay gibi üzümlerden
üretilen şaraplar ise 1999 yılından beri piyasada hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.

http://www.majadavet.com/Default.aspx?tabid=178

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder